İstanbul'u aydınlatıyordu saçların
Güneş gibi açıyordu her bir teli
Kız kulesinin en üst tepesinde
Ve sahiller ısınıyordu gelişinle
Her gün bir başka güzeldin
Her gün bir başka şekildi saçların
Pırıl pırıl parlıyordu gözlerin
Saray burnu'nda Gülhane parkı'nda
Şimdi yoksun&hasrettim saçlarına
Karanlığa mahkum oldu şehr-i İstanbul
Ardında caddeleri siyaha boyadın sanki
Kuşlar sahipsiz kaldı Sultanahmet'te
Yürüyorum&karanlık bir şehirde
Yapayalnız&siyah bir sahilde
Eskiden deniz tutmazdı beni
Görülmüş şey değil içim ürperiyor
Temmuz ortasında üşüyor yüreğim
Artık hiç bir şey eskisi gibi değil
İstanbul beni&ben gözlerini arıyorum
Hangi balıkçının oltasına takıldında gittin
Hangi vicdansız ekmek arası yaptı gözlerini
Hangi densiz öpüyor şimdi kiraz dudaklarını
Söyle kim okşuyor saçlarını Galata köprüsünde
Hangi mum aydınlatacak şimdi koca şehri
Senden sonra hangi bakış büyüleyecek gözlerimi
Hangi yürek sökebilecek yüreğimdeki pasları
Hangi babayiğidin kızı doldurabilecek yerini
Ve hangi varlık unutturabilecek bana seni…