Yaşamak ne kadar zor Allah'ım! İnsanoğlu bütün güçlüklerine rağmen yaşayabilmek için ekmek derdinde, aş derdinde par tutuş mücadele edip duruyor. Ancak son günlerin gündemi insanları dahada zor bir mücadele içerisinde bırakmıştır. Ülkede terör derdi bitmeden, yeni dertler kendisini göstermektedir. Her gün haberlerde domuz gribinden ölen insanları görmekteyiz, gerçekten bu bizi çok üzmekte ve yaşama azmimizi kırmaktadır. Her an şüphe ile yaşamak ne kadar zor Allah'ım. Normal bir grip olan kişiye bile şüphe ile bakar olduk! Ellerimizi bilmem kaçıncı defa durmadan yıkayıp, durmaktayız. Kimseye elimizi uzatamaz olduk. Kalabalık ortamlardan köşe bucak kaçar olduk. Her şey bir garip oldu. Bu şüphe ile yaşamak ne kadar zor Allah'ım!
Geçen yaz aynı tedirginliği deprem sarsıntılarında yaşamıştık. Bilinmezlik, ne zaman başına ne geleceğini bilememek insanı çok tedirgin ediyor. Bir an için sanki o şüphe insanın beynini kemirip bitiriyor. Tedirginlik, soğuk savaş toplumumuzun psikolojisini tamamen bozmuş durumda. Her gün olumsuz haberler, haber bültenlerini kaplıyor. Hiç ümit edeceğimiz, mutlu olabileceğimiz bir konuyla karşılaşamaz olduk.
Dünya'da aynı tedirginliği bizimle beraber yaşıyor. Herkes can havlinde, domuz gribi aşısı olmalımı? Diye birbirine soruyor. Acaba yan etkisi var mı? Dini yönden sakıncalı mı? Bu sırada aşılar ülke çapında yapılmaya başlanıyor bu defada aşının etkili olabilesi için kaç gün gerekiyor soruları gündeme oturuyor. Uzmanlar aşının etkili olabilmesi için 10 gün evden çıkılmaması gerçeğini dile getiriyorlar. Ancak çelişkiler başlıyor. Risk grubunda olan hemşirelere aşılar yapılıyor ama hemşireler tekrar görevlerine devam ediyorlar. Bu ne yaman çelişki Allah'ım. Hangi bilgiler doğru, kim doğru söylüyor hepimiz şaşırmış durumdayız. Biliyor musunuz en zor olan yanı da bu. Yani ülkede herkesin bir şeyler söylemesi, insanları kaygı içinde bırakması ve buna kimsenin bir çözüm yolu bulmaması ya da bulamaması.
İnsanlarımız, savunmasız ve çaresiz durumda. Herkes elinden geleni yapma çabası içinde çırpınıp durmaktadır. Ne yapmamız gerekiyorsa onu yapalım. Ellerimizi sıksık yıkayalım, evimizi, okulumuzu, ibadethanelerimizi, toplu mekânları temiz mi tutmamız gerekiyorsa elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışalım. Aşı eğer gribin yayılma etkisini azaltıyorsa
Sağlık umanlarının sözlerini dinleyip, aşılarımızı yaptıralım. Önemli olan bu gribin etkisini en düşük seviyede tutmak ve sağlıklı olmaktır. Ancak lütfen toplumda panik yaratacak sözlerden kaçınalım. Uzman kişiler bize doğru göstersinler bizim toplumumuz doğru olarak kabul ettiği sözleri uygular ve hastalığın yayılmasını önleyebilir.
Ancak şunu bilmemiz lazım ki, sağlıkla oyun olmaz. Sağlığımız için gereken tedbiri mutlaka almalıyız. Biz bu hastalığın da üstesinden geliriz. Lütfen bizim direncimizi kıracak çok sesli söylem ve açıklamalardan kaçınalım. Çünkü insanı nem değil, gam öldürür.
Bizi bilinçlendirin ama lütfen gamlandırmayın. Önemli olan hayata karşı direncimizde psikolojik olarak hazır olabilmektir.