Eğitim-öğretim açısından en önemli güçlerden biriside televizyonlardır. Televizyonların kullanılarak yeni nesillerin eğitilmesi mümkündür. Ama tam tersi reytingler uğruna kontrolsüz yapılan yayınlar henüz kişilik gelişmesi sürecinde olan gençlerin yanlış yönlendirilmelerine ve de gençlerin kendi hayatlarını tehlikeye atacak kararlar almalarına neden olabilir. Buna pek çok örnek vermek mümkündür. Televizyonlarda toplum önünde yaşanan hayatların ya da ekonomik durumlara göre yaşanan farklı yaşantıların gençler üzerinde olumsuz etkileri kendisini gösterebilmektedir.
Okullar eğitim- öğretim yuvalarıdır. Okullarda fedakâr öğretmenler var güçleriyle eğitim ve öğretim vermeye devam etmektedirler. Ancak öğrencilerin okullarda öğrendiği bilgi ve davranışlar toplumda ve özellikle televizyon veya diğer iletişim araçlarıyla desteklenmediği için okullarda öğretilen bilgiler öğrencilerin hafızalarında kalmamakta ya da çok az bir kısmı kişiler üzerinde etkili olmaktadır.
İnsanlar tabiatları itibarıyla kolaya ve bedavaya müsaittir. Eğlenceli olsun, emeksiz olsun herkes buna meyleder. Okullarda öğrencilere ders vermek, ya da konuları öğretmek çok zorlaşmıştır. Çünkü öğrenciler toplumun gidişatına bakarak kendilerinin de nasıl olsa böyle bir emeksiz işle kurtulacaklarını tasavvur edebililer. Ama bu düşünceyi tetikleyen görsel yayınların eğitimi destekler bir duruma gelmeleri eğitim öğretimde büyük bir gelişmeye katkıda bulunabilir. Kitap okuma alışkanlığı toplumumuzda çok düşüktür. Çünkü hazıra alışmış olan öğrenciler, okuma gibi çaba isteyen okuma alışkanlığı uğraşı içerisine pek girmezler. Okula giden öğrencilerin yönlendirilmesinde velilere büyük görevler düşer. Okurken kimse eğlenmesin ya da televizyon seyretmesin dememekteyiz. Yalnızca isteğimiz, televizyon kanallarındaki programların denetlenerek kişiyi olumsuz etkileyen programların izlenmesini denetlemeleri gerekmektedir. Çünkü hem bu yayınlar kişinin kafasını karıştırır, hemde öğrencilere çalışma zamanı ve çalışma ortamlarını elinden almaktadır.
Öğretmenler artık doğruları anlatmakta çok zorlu çekmektedirler. Çünkü karşılarında hep yanlış bilgilerle donanımlı doğruyu öğrenmek istemeyen öğrenciler çıkmaktadır. Bunlar hem anlatılanları dinlememekte hemde eğitim öğretime büyük zararlar vermektedir. Bir yazarımızın dediği gibi��aptal kutusu�� bağımlılık yapmaktan kendisini alamamaktadır. Aileler artık çocuklarına söz geçiremez duruma gelmiştir. Eğitimde bizim en önemli problemimiz aslında yeni yetişen gençlerimizin öğrenmeye arzulu olmamaları, gençlerin kendileri için herhangi bir hedeflerinin olmamasıdır.
Aslında öğrencilerimizin tam anlamıyla eğitimi için hem devlete, hem görsel yayın yapan kurumlara hemde velilere büyük iş düşmektedir. Öğrencilerimiz bizim tertemiz, lekesiz varlıklarımızdır. Onların daha iyi yetişmeleri ve eğitilmeleri için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız. Doğumu itibarıyla büyük fedakârlıklar yaptığımız çocuklarımız, öğrencilerimiz için bu fedakârlığımıza devam etmeli onların iyi bir eğitim görmeleri için gereken mücadeleyi ve fedakârlığı yapmalıyız. Onları yarı yolda bırakmamak, onların eğitimine destek olmak için
Onların önüne çıkan her türlü engeli ortadan kaldırmak hepimizin görevidir diye düşünüyorum.