Dışarıdan bakıldığında maddi bir unsur olarak herkeste aynı olan dil, kişilerin kullanış şekillerine göre çok farklılıklar ve farklı tepkiler oluşturur. Dil bir iletişim aracı yani bir vasıtadır. Önemli olan bu işlevi ne denli yerine getirdiğidir. Atalarımız��Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır��derken dilin kullanım becerisini belirtmiştir.
Bazı insanlar aslında hiç kötü düşünmedikleri halde meramlarını yanlış ifadelerle anlatırlar ki buda yanlış anlaşılmalara ve kişiler arasında huzursuzluklara hatta şiddete varan olaylara neden olur. Bazen ise; dil hiç olmadık hususlarda iyi anlatım, tatlı bir anlatım sayesinde önemli başarılara imza atar. Yine atalarımız��söz ola eğdire başı, söz ola kestire başı��derken yerinde ve usulüne göre anlatımın önemine değinmişlerdir. Dilimizin döndüğünce ama tatlı bir dille hissettiklerimizi ifade edebilirsek, kimsenin onuruna dokunmadan sözlerimizi sarf edebilirsek iyi bir iletişimin kapısını açmış oluruz.
İyi iletişim, dostlukları ve ardından yeni başarıları peşinden getirir. Kötü söz ya da art niyetli söz mutlaka karşı taraftan olumsuz mesajı alır. Belki o an, iletişim sağladığımız kişi bunu bize hissettirmez ama ilişkilerini, arkadaşlığını mutlaka gözden geçirir. Yani samimiyet denilen bağ ortadan kalkar.
Dil, o kadar güçlü bir iletişim aracıdır ki; toplumda var olma, kendini ifade edebilme, sosyal statü kazanma hep dilimiz sayesindedir. Bazen çirkin bir insan dahi, tatlı dili sayesinde çok sempatik ve çok değerli bir kişi, olabilir. Bazense çok yakışıklı ve güzel kişiler kendisine yaklaştıkça sönen mumlar misali kaybolur giderler. Bir milleti oluşturan en önemli unsurda dildir. Eğer bir milletin dilini zayıflarsa aslında ortak değer yargılarını ve değerlerini, Tarih birliğini, geçmişini, sevinç ve acıların paylaşımı da ortadan silinebilir. Yani millet mefhumu
Ortadan kalkabilir.
Hem kendini iyi anlatabilmek ve toplumda hak edilen yeri elde ederek başarılı olmak için, hem de milli varlığımızın devamı için hem dilimize sahip çıkmalı, hem dilimize sahip olmalıyız.