Ülkemizin en önemli problemlerinden biriside denetimsizliktir. Çünkü insanoğlunun en zayıf yanlarından biriside kendini denetimsiz hissettiği an hemen gevşemek ya da işi savsaklatmak olmaktadır.
Kişi çok çalışkan olabilir, ama çalışanla çalışmayanı ayırt etmediğin andan itibaren çalışanıda kaybetme tehlikesi içerisine girilebilir. Çünkü insanlar mizaçları gereği kendilerini ve eşdeğer olan aynı ortamdaki kişileri ve bunlara uygulanan muameleyi gözlemlemektir.
Şimdi çok önemli iki unsur ortaya çıkmaktadır. Birincisi, kişilerin çalışmalarını, yaptıklarını veya yapmadıklarını mutlaka denetlemek zorunluluğu vardır. Böyle olmazsa hiç kimseyi çalıştırmak mümkün değildir. Çalışmayan ya da savsaklayan kişilere mutlaka uygulanması gerekli caydırıcı yaptırımlar olmalıdır. Eğer bir kişi, bir görevi kabul etmişse bütün ayrıntılarıyla o işi yapacağına dair sözleşme imzalamış olmaktadır. Kanunlarda, yönetmeliklerde verilen görevleri yerine getirmediği takdirde kişilere verilecek ceza ya da başarılarından dolayı verilecek ödüller kesin çizgilerle belirlenmiştir. Ozaman yapılması gereken bu işleyişi aktif duruma getirebilmektir.
Mesleklerin her birinin aktif halde İşleyebilmesi için, o mesleklerin ellerinde olan etkin güç ve yetkilerin olması gerekir. Çünkü yetkisi olmayan kişinin mesleği ile olan etkinlikleri yerine getirebilmesi mümkün değildir.
Kurumları yöneten yöneticilerin dikkat etmesi gerekli ikinci unsur, meslekteki çalışanlarıyla kurduğu iletişimler ve bu iletişim sırasında çalışanla çalışmayanları ayırt edici özelliğini kullanabilme yetisidir. Adaletli bir yönetici, o kurumda çalışan herkes tarafından takdir edilir.
O yönetici ile birlikte çok önemli icraatlara imza atabilirler. Yöneticinin olması gereken en önemli özelliklerinden biriside, doğru, çabuk ve isabetli kararlar alıp, anında uygulamaya koyabilmesidir. Genelde işlerin yürümediği kurumlara bakıldığı zaman görülen en önemli eksikliğin o kurumdaki çalışanların iyi yönetilmemesi sorunudur.
Aslında denetlemek, hem çalışanlar için hem de yöneticiler için vazgeçilmez bir unsurdur. Çünkü denetlenenler denetim yapıldığını gördüğü andan itibaren yapmaları olası
Denetimsiz ve olumsuz davranışlarını yapmayacak bu da olumlu üretim yansıması olarak ortaya çıkacaktır. Yalnız yöneticiler bunu yaparken, kesinlikle çalışanları karşısına alacak davranışlarda bulunmamalıdır. Çünkü ürün bir kişiye ait değildir. Ürünün ortaya çıkması için bütün birimlerin katkıda bulunması gerekmektedir.
Günümüzde çalışanların istediği idareci tipi, çalışanlardan daha pratik ve zekice kararlar alabilip, uygulayabilenlerdir. Diğer etken ise, çalışanlar, yöneticilerinden kendilerine değer vermelerini isterler. Eğer bu unsurlar birleştirilebilirse yönetim zafiyeti yaşanmaz.
Sorumluluk duygusu çalışan elemanlarda aranan özelliklerden birisidir. Diğeri ise kişinin yaptığı görevi sevmesidir. Eğer sorumluluk duygusu zayıf ve yaptığı işli yalnızca parası için yapan ve bu işten zevk almayan, sevmeden yerine getirmeye çalışan elemanların başarılı olması beklenemez. Yöneticinin asli görevi burada başlar. Çünkü bu noktada yönetim becerileri ön plana geçmelidir.
Birde psikolojik sorunları olup ta ufacık bir uyarıda kendini savunma ve ses yükselterek bu eksikliğini bastırmaya çalışan kurum çalışanlarıda olabilir. Bu kişiler kurumda bulunan düzeni bozabileceği için mutlaka bu kişilerin önü bir an önce alınarak çalışma düzeni sağlanmalıdır.
Kurumlarda olsun, iş yerlerinde olsun, ailelerde olsun mutlaka yapılanların denetlenmesi hususu vardır. Denetlenmede iyi bir yönetim anlayışı ile sağlanabilir. Eğer bu düzenek sağlanabilirse sistem düzenli bir şekilde işler. Amaç kaliteli çıktılar elde etmekse bu sistemi düzenli bir şekilde işletmek zorunluluğu vardır.