Hattuşaş'tan geliyorum
kaçağım
arkamda bin türlü tanrı izimi sürer
düşüm binmiş bir bulutun terkisine
kör inançlar kanırttım
yoldaşlar bıraktım aylı yamaçlarda
sevgililer yas dokur kilimlerine
son tapınaktan da kovuldum bıldır
ölümleri şaşırttım
kaçağım beş bin yıldır
acı bizi kovaladı dağ bayır
yine de her ölümde daha bir sevdik
ağlama
ne sultanlar ne taht kalır
koparır yüreğimizi kimi sevsek
sevdayı bildik ya bir yol
acı bizden öcün alır
kaçkın akşamlara
göçmen sabahlara serdik de postu
bilirsin aşk da serseri
yürek kandaşıyız
acıdan akrabayız
insanın yurdudur insan
sen anlarsın beni
derim ki sevdayı yazgı seçmişiz
her bahar açan çiçek
sararıp da dökülür yaprak yaprak
hüzünlü yüzüne güzün
berbat biri olurum
hoyratlığım azar
çiğnerim tüm kuralları
atar beni tapınaklar kurallar
bin yıllar geçti ey aşk
mezarlıklar iklimidir kucağım
kaçkınım
bana ellerini uzat yoruldum
kendimi öldürerek sana yeniden doğacağım