Aynı yüzdedir ama, duruşu farklı biçim
Gece gündüz hep bakar, anlamayız biz niçin?
İki göz vermiş Mevlam, birini görmek için
Halimiz malûm size, görenlere sıdaş tut.
İbret ile bakıp da, Duysan demiş alemi
Tırnak atıp yarama, koparma ha kemremi
Şifa senden deyip de, sürer isen merhemi
Halimiz malûm size, duyanlara sırdaş tut.
Kemik başa saç verdi, siyah orman misali
Asırlık çınar gibi, birer gölge timsali
Gez hele gezegeni, var mı başka emsali
Halimiz malûm size, hissedene sırdaş tut.
Bu muhteşem burunla, güzel gülü koklamak
Hayatın bahçesinde, arı diye atlamak
Şu gönül kovanına, çiçekten bal toplamak
Halimiz malûm size, koklayana sırdaş tut.
Dostun bekler kapıda, hırçın haykırmak niye
Cümle cihan bostandır, Yaratandan hediye
Ulvi çehrede ağız, nimetlerden ye diye
Halimiz malûm size, yiyenlere sırdaş tut.
Ellerimle her yükü, tutmamı sen istedin
Oyuncağı kırılmış, çocuk gibi yastaydın
Dünya olalı beri, bir çapkına besteydin
Halimiz malûm size, ellerime sırdaş tut.
İster gör, ister görme, her taraf olmuş hile
Bak! Ne hükmü var sanki, benim gibi cahile
Engel kalkar aradan, uzanan kollar ile
Halimiz malûm size, kollarıma sırdaş tut.
İki ayak üstünde, ben dört yöne yürüdüm
Ellerime destekle, damlardan kar kürüdüm
Bazen ise sırtımı, çok yerlerde sürüdüm
Halimiz malûm size, ayağıma sırdaş tut.
Kolları birleştirip, idare eden beden
Dostunun makamına, yok mu ayaksız giden?
Makine diye yapıp, dizayn etmiş var eden
Halimiz malûm size, bedenime sırdaş tut.
Muhatabın bulmazsa, boşlukta kalır sözüm
Onun yüzündendir ki, yanar durur hep özüm
Örneğim yok, Rabbimden armağandır bu yüzüm
Halimiz malûm size, yüzüme bak sırdaş tut
Önce her yerde vardı, nehir üzerinde sal
Akar gider ummana, istersen daimi kal
Kuşlar gibi uçsan da, olmaz ise sen de hal
Halimiz malûm size, hayalime sırdaş tut.