Bir pazardan, yine başka pazara.
Gönlümdeki sevda, döndü nazara.
Belki de zamansız girdi mezara.
Ömrüm; el sırtındaki gömlek gibi.
Hep onu bunu kovaladım durdum.
Sanırım bir kaşık suda duruldum.
Gide gele, ine çıka yoruldum.
Ömrüm; karşı dağda esen yel gibi.
Yamaçlardan ovaya sisler çöker.
Dar yolda iki öküz kağnı çeker.
Ağaçlar, sonbaharda yaprak döker.
Ömrüm; yükseklerden inen sel bibi.
Her gelen, geldiği yere dönecek.
Arı misali gezdim, çiçek çiçek.
Kimine bir insan, kimine böcek.
Ömrüm; bülbüle eğilen gül gibi.
Hiç buza yazılan sözler kalır mı?
Yataksız dere, ummanı bulur mu?
Çöldeki ot, sulalesi olur mu?
Ömrüm; sevdaya tutulmuş el gibi.