bir kürt rüzgârı esiyor bu günlerde
ve ben gayet demokratik(!) bir biçimde
SENİ ÖZLÜYORUM!
sana elimde olan bir kalemle şiir yazıyorum
romantizmal hafıza kayıplığım
dizelerim için yağmur habercisi
ah adını bir türlü telefon rehberimden silemiyorum!
hiç sevişmediğimiz evlerden çıkıp hiç
el-ele gezmediğimiz sokaklarda geziyorum
yağmurun altında romantik bir havada
sana şiir yazdığımı sanma!
ben bu şiiri dört duvarın ortasında yazıyorum..
ve maalesef; seni esefle seviyorum!
parkta oynarken ölen bir çocuğun
yere düşerken gökyüzüne fırlattığı ölüm öncesi bakıştan
geliyorum
yani kırılmış yani gücenmiş yani yarım kalmış
yani yağmurun altında terk edilmiş gibi
şimdi ağlayasım geldi!
yok. seni bulasım ve haykırasım geldi:
SENİ HALEN SEVİYORUM!
SENİ HÂLÂ SEVİYORUM!
SENİ SEVİYORUM!
SEVİYORUM!
yorucu bir günün ardından uzanıp yatağa
zihni dinlendirmek gibi dinleniyorum
yüzüne baktığımda..
sana baktığımda kılmadığım namazlarımı unutuyorum
sana baktıkça yine yaşıyor gibi oluyorum
bil ki seni sevmek
bir birahaneye hayırlı işler dilemek kadar mantıklı
bir leoparı hür bırakmak kadar günahkâr
yani sana baktığımda
mi ile sol'un muhteşem uyumunu seziyorum
sonra sen gülüyorsun
infilak yüklü karıncalar kapitalizme doğru yüzüyorlar..
ben bir Marlboro yakmıyorum
çünkü ben sigara içmiyorum!
esrar yüklü teknem esrar komasına giriyor!
tutup kendimden korkuyorum
ki ölümüm pek mütevazı olmayacak
sonra kafesler arslanları boğacak
odamın içine peygamber inecek
aynada el yazım Arapça gözükecek
bütün çocuklar evine dönecek –sen dâhil-
kedilerin taşrasında ciğersiz kalacağım
sonra bunun adını aşk koyacağım
günde üç öğün
kendi mezarımı sulayacağım..
kirpiklerindeki sonbaharı özlediğimi inkâr etmiyorum
ki ne güzel Eylül bakardı
bir kızımız olurdu adı Berfin olurdu
o da sen gibi Eylül bakardı
sonra yağmur olurdu anlardık bu bahardı
sen baharda daha bir güzel olurdun
rujlar dudaklarına inerdi ve
tüm ideolojiler ideasını yitiriverirdi..
ki kutsaldın ki aşkıma kut saldın!
ben dizlerimi yerde görmeyi özledim!
elbet bu kuş batar, gün uçar, gece konar
bu susku dilimde patlar
elbet anlarsın; muska diye boynumda taşıdım seni..
kutsal kitaplardan evvel hatmettim adını
ve en çok ben hak ettim en yanını..
esmer ruhunun süt beyazı benizli kızı!
nedense adını telefon rehberimden silemiyorum
ki bu; seni lüzumundan fazla unutamıyorum demektir!
sana sağ elimle bir şiir yazıyorum,
ah ki bu ne lirik!
bir kürt rüzgârı esiyor buralarda
ve ben gayet demokratik bir biçimde
(!)
seni seviyorum..
(19:21)