sen gittin ya
ne yazacağımı bilemedim..
senin beni hatırlamadığın saatlerde
saatlerce
senli hatıraları hatırlamaktan
vazgeçmeye çalışıyorum..
sen gittin
ben kaldım
yalnızlığın rütbesi yükselirken
apoletlerimde
şair ıslatan yağmuruna tutuldum..
oysa sen ne çok isterdin
Fransızca yağmurlara bedenini teslim etmeyi..
ne çok..
benim seninle hayallerim vardı
senin bensizlikle..
sen gittin
ben toparlayamadım kendimi, sensizliğe..
her şey aynı kaldı
kalemim, sigaram ve yağmurlar..
düşümden sildiğim gölgen bile geri döndü
sen
geri dönmedin..
hatırlasana!
ne çok severdim ben seni..
gülüşün afet
bakışın felaket
sözün nezaket
gözlerin zulmet
bedenin zarafet..
hatırla!
ne çok güzelleşirdin sen yanımda..
ne çok güzeldin en çokta bana..
hatırla!
şimdi
ölmedik zamanlarda geliyorsun aklıma
aklımın başımda olmadığı anlarda..!
ölesim geliyor!
ben ölmeyi beceremiyorum ama
ondandır, seni unutamayışım..
peki
geri dönmen bu kadar mı imkansız?
neden Ellanie, neden?
gelsen
ve göz-göze gelsek
o iki göz odada
iki gözümden kan gelene dek
ağlarım mutluluktan..
-eğer o an ölmezsem..-
neden gittin Ellanie?
senin hep istediğin hayatlara
uzaktan bakamayacak kadar
fakirdim, amenna!
sana
senin güzelliğinle boy ölçüşemeyecek kadar
güzel hediyeler almak isterdim..
sana alabileceğim tek şey
bir ciğer dolusu nefesti
yetmez miydi?
fakirdim
ve her fakir gibi, suçlu..
para kazanamadım
hayatı kazanamadım
seni kazanamadım..
hiçbir şey kazanamamayı bile
beceremeyecek kadar beceriksizdim..
Affet Ellanie!
beceremesem de sevdim..
Affet Ellanie!
beceremesem de yazdım..
Affet!
Ellanie!
Affet!
(08.08)