Şiir Arama

Aziz Nayır - Baran'a

hiç ayrı kalmamış gibi başlayabilirdik yeniden
tam kaldığı yerden doğacak güneşin
sabahın sisli sessizliğinde
bir kuşun kanat sesleriyle yıkanabilirdik
elveda masumiyet

taş üstüne taş koymaz bir aymazlık sarabilirdi benliğimizi
yıkıp yeniden yapmanın büyülü hevesiyle
yeniden başlayabilirdik sevmeye bir çocuğun peltek yakarışını
annesiz, babasız, kadınsız bir iklim olmalıydı
sesli kalma hakkı olmalıydı f tipi yalıtılmışların

oysa çocuk-daha dün
bahçedeki çeşmenin altında çırılçıplak dururdu
ıslanmış bedeni yaz melteminde titrerdi usulca
oysa çocuk-daha dün

hepimiz kimliksiziz artık
çünkü herkesin kimlik numarası var
ne nerede nasıl eski bir kitap
çocukluğun küflü raflarından kalan
hepimiz sersefiliz
inadına tinerciyiz
inadına sokak çocuğu

ne zaman başlasak o taş kitabı okumaya
gözleri kan çanağı bir derviş dolanır düşlerimizde
bizim için uyumamıştır bizim için yalınayak
nasır tutmuş tabanlarıyla her dönüp gidişinde

uzaklarda belki yakınlarda
esrik bir kaval sesidir koyun olasın gelir
kuzu olasın gelir düşersin gölgesine annenin
aymaz bir karanlıktır insan olasın gelir
inadına yalnızız

kim bilir hangi saatidir -tam ortasıdır kuş göçünün
kendine dönüp duran kırık bir kum saatidir
kim bilir hangi köşebaşı
bir telaş bir kaçıp gitme hevesi
oysa kalıp direnmek zamanıdır
inadına çoğalarak

kimse sormuyor kimseye artık
sizi sevebilir miyim
sevebilir miyim tüm insanlığı
sizin nezdinizde
ellerimi ellerinizden
ayırabilme hakkım olacak mıdır beni severseniz
beni severseniz
gözlerimi gözlerinizden
sözlerimi kendi sözlerim olarak
sunabilecek miyim altın taslardan ırak

çok şey anlatabilir insan yeni tanıdığı birine
onlarca kez anlattığı bir yaşamışlığı
bir kez daha aynı coşkuyla sunabilir bir yüreğe
kalıp o an yepyeni bir gözde
deneyebilir susmayı
kimse sevmiyor kimseyi-kendini bile

o çocuk taş atmamıştır devletin polisine
belki bir sabah simsiyah gözlerinde
açlığı ve çaresizliği görmüştür yalınayak bir bebenin
kendi yurdunda yurtsuzluğunu görmüştür
kendi toprağında topraksızlığını
kendi mezarlığında mezarsızlığını görmüştür ve
ayağa kalkmıştır sadece
tükürüp ben demenin küçülmüşlüğüne
biz demiştir bakarak gözlerine derebeylerin
o çocuk incitmemiştir kertenkeleyi bile

kim bilir hangi saatidir gecenin
kara bakışların uğultulu korkusudur
elbette bitecektir bu sahte tören alayı
yeniden hep yeniden
tam da başladığı yerden kırlangıç göçlerinin

şimdi susup dinleme zamanıdır taşların söylediğini


Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 18.224.69.176

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.