Mahallenin en güzel kızıydı Nazan
Hüzünlü şarkıların tınısından çıkmış gibi yürekleri acıtan
Şiir gibiydi
Okudukça yürekleri aydınlatan
Ya da
Gözlerden yaş akıtandı o
Kendi gibi bilirdi mahalleliyi
Art niyetsiz seven
Gözlerine bakınca
Kara gözlerinde insanı kaybederdi
Anlatmazdı ama
Birisini severdi
Söylemese de
Gözlerinin bakışından
Duruşundan belli ederdi
O sokağa çıktığı zaman
Bütün erkekler
Uykudan yeni uyanmış gibi bakardı
Art niyetsiz
Yüzlerinde bi r sevinçle bakardı
Hoş bakarlardı
Evli kadınların
Kıskandığını
Kocasına kızdığını hiç görmedim, duymadım
Nazan sevgi demekti
Nazan demek sevda demekti
Nazan demek
AŞK demekti.
Hüzünlü mutluluklar yaşardı içinde
Gözlerinden belli olurdu
Gülüp geçerdi yaşananlara çoğu zaman
Çiçekler kadar güzeldi
Sevip, giydiği çiçekli giysilerinin içinde
Balıklar sıçrardı denizden
O gülüp, kahkaha attığı zaman
Bir ilkbahardı Nazan
Birgün apansız çekip gitti
Bilmediğimiz sevdalısı ile
Kendi gibi güzel İstanbula
Bir daha hiç gören olmadı
Ve bir daha
Mahallede Nazan kadar güzel gülen
Kahkaha atan olmadı
Bu yüzden adı Kahkaha Çıçeği kaldı.
Saksılara
Bahçelere dikilen her çiçek Onun adını aldı.
Bu mahalledikiler Nazanı hiç unutmadı