altın yaldız çerçeve,
içinde solgun güneş.
duvarda parlak dolunay,
tavanda sönmek üzere yıldızlar,
ve parlıyor anexate ampül.
sönen yıldızın düştüğü
bembeyaz çarşafta hüzün,
hüzünde koskoca bir karadelik.
delikte endoskopi cihazı.
çarşafta uzanmış yatıyor,
kaderine çoktan razı
kendinden geçmiş kadın.
sırılsıklam olmuş,
belki de korkudan ağlamış saçlar.
yüzde derin vadiler,
mor çukurlarda gözler
gözlerde yıldızlar
yıldızlarda umut,
ekranda endoskopiden görüntüler.
kapı önünde yaşlı kadının
kamburu çıkmış yaşlı refakatçisi.
gastroskopi,son olarak biopsi.
koridorlarda endoskopi kokusu.
dışarıda yağmur,
gözlerde yağmur damlaları
damlalarda hüzün.
hiç çekilmiyor hastahane bugün.var