Şiir Arama

Turgut Baki - Güneşin Tutulduğu Gün & Güneşle Gelen Çocuk...

yolun kenarında yatıyordu bulduğumda
gece gibi kara gözlerinde ürkütücü bir gülümsemeyle

soğuğa inat
neredeyse çırılçıplak bedeni
ateş gibi yanıyordu

elleriyse buz gibiydi uzandığında bana
kara kaplı bir defteri sıkıştırarak avucuma

�şimdi git!
ardına bile bakmadan
ve unut beni
ama oku sana verdiğimi
oku
okuduklarını da yaz
sonuna �Meçhul�den� dersin
O anlar� dedi

emir gibiydi söyledikleri
düşünmeden kalktım
ve yürüdüm ardıma bakmadan

ben neden gidip çökmüştüm ki yanına?

gecenin karanlığında
gece gibi kara gözlü bir meçhul adamın
avucuma sıkıştırdığı
kara kaplı defterdeki sıcaklık
yakıyordu avuçlarımı hala

dönüp ardıma bakmaya korkuyordum
ya orda yoksa
ya gördüğüm bir düşse

ya bu kara kaplı defter neyin nesi?
avuçlarımdaki yangı da mı bir düş?

bir kara kedi geçti tıslayarak yanımdan

bir karga çığlığı kapladı geceyi

bir kenara birikmiş
kara bir su birikintisinden seyrettim
dolunayın yüzünü

ürpermedim
aksine
içim yandı

vardığımda eve
çoktan gün ışımak üzereydi

bir iki mum yaktım
okumama yetecek kadar

güneş kursuyla süslenmiş
çalışma masama oturduğumda
kara kaplı defter elimdeydi
bırakamamıştım bir türlü

gece gibi kara gözlü meçhulün sıcaklığıysa
hala üstünde

nedense korku
hiç uğramamıştı bu gece bana

aklımda
yolun kenarında boylu boyunca yatan
gece gibi kara gözlü bir adam

elimdeyse
adamdan bana yadigar
kara kaplı bir defter

düşünmeye başladım yol boyunca yaşadıklarımı

önce
bir kara kedi geçti tıslayarak yanımdan

sonra
bir karga çığlığı kapladı geceyi

ve bir kenara birikmiş
kara bir su birikintisinden seyrettim
dolunayın yüzünü

ürpermedim
aksine
içim yandı

derin bir nefes çekip sigaradan
açtım kapağını kara kaplı defterin

sararmaya yüz tutmuş sayfada
kara bir kalemle düşülmüş
bir not gördüm

�viran bir şehir gibiydim
içimde binlerce hayat barındırsam da

sense yolunu şaşırmış bir yolcuydun
habersizce uğradığında bana�

sadece bu kadardı
arkası yoktu notun

bir sonraki sayfadaysa

�kimseler yürümez bana uzanan yollarda
kimseler gelmez bana
şimdi sen de
olduğun yerde kal
nasılsa
gelsen de
konaklamadan göçeceksin benden
o yüzdendir ki
gelmesen de
uğramasan da olur
yine de sen bilirsin� yazıyordu

gece gibi kara gözleriyle
gecenin karanlığında
yolun kenarına
çıplak bedeniyle uzanmış adam

kimdi?
kimin nesiydi?

karakalemle

kara kaplı bu deftere

kim için
karalamıştı bu satırları?

ve neden
sıkıştırdı avucuma
bu kara kaplı defteri?

neden?

�şimdi git
ardına bile bakmadan
ve unut beni
ama oku sana verdiğimi
oku
okuduklarını da yaz
sonuna �Meçhul�den� dersin
O anlar� dedi

neden?

kara kaplı defterde
kara kalemle
karalayarak oluşturulmuş bir sayfayaysa

gümüş bir yüzüğün kenarıyla
şu satırlar karalanmıştı

�benim gecelerimde
karanlık koylarımın
o mağrur kayalıklarından
gümüş kanatlı martılar havalanır

uzaklardan göz kırpan küçük yıldızlar gibi
karışırlar gece gibi siyah
zifiri karanlığına düşlerimin

ve sen
tüm bu karanlıkları yok etmeye and içmiş
ışık prensesi gibi süzülerek

güneşin tutulduğu gün
güneşle gelen çocuk

gelişin gibi
gidişin de ansızın olacak bir gün
biliyorum�

bu yüzden
sen değil
ben gidiyorum


(Meçhul'den...)

.

Turgut Baki


Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 3.17.155.142

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.