İğde Apartmanı
Tarhana çorbası sıcaklığında hayat
Yarı aç yarı tok karınlar
Huzursuz da olsa
Bir an önce eve gitmek isteyen ayaklar
Hani sınıfın ortasında seninle alay eden
Pabuçlarının altı delik diye
Dalga geçen dost arkadaşlar.
Ne de mutluymuşum
O yoksul hayatımda
Yağmur yağar diye korkup
Ateşlenerek hasta geçirdiğimiz zamanlar.
Bir başkaymış komşular arkadaşlar
Kırtasiyeci amca bakkal ve kasaplar
Hani hep kavga ederdik sac baş yolarak
Gülsüm şükran veya nimetle
Bir mükerrem teyze vardı mahallede
Canlı yayın arabası gibi
Bir de zekiye teyze
O da tellal di sanki
Hele birde Ayfer abla(Allah rahmet eylesin)
Hikmetim diye bağırınca mahalle sanki çınlardı
Annem sanki yıllarca ona
Özlemle kıskanarak bakardı
Annem hiç babama şevket im diye bağırmadı
Bağıramadı
Saat 4 veya 4,30
Ben küçük küçücük bir kız
Sıcak sıcacık yatağımdan kalkıp
Yollara koyulduk
Hep beraber, beraberce
Mahalleli Remziye hanım, Fatma kadın
Et balık kurumuna doğru yola koyulup
1 kilo kıyma 100 gr salam için
Saatlerce kuyrukta bekleyip
1 ayda yerdik azıcık, azıcık
güneşin doğuşunu beklerdik
kuşların uçuşmasını
kırağı düştü mü ortalığa
misketlerimi çıkartırdım
babamdan dayak yer
yeniden inatla
inatla siyah şortu giyer
oğlanlarla misket oynardım
hiç uzun sacım olmadı
hiç kız gibi olamadım
hiçte candan kız arkadaşım
ben oğlanlarla misket oynardım
babamda beni döverdi
ben yine şortumu giyip askılı siyah
gazoz kapağı oynardım oğlanlarla
ve ben yine
dayak yerdim babamdan
niye yediğimi hala bilmiyorum�
Dayak ta misketler de benim
Benim onlar
Paşa paşa dayağımı yer
Saklı gizli misketlerimle sayardım
Suçlu hissetmem lazım ya kendimi
Hiç suçlu hissetmedim
Hiç utanmadım
Ben gazoz kapaklarımla misketlerimle yaşadım
Hiç mutsuz olmadım
Kuyruklara girerdik
Sana yağı beklerdi annem evde
Yağın adıydı sanki sana
Şimdi almıyorum bile unuttum adını
Aygaz kuyruğu beklerdim
Sabah erkenden gece yarısına kadar
Anneme kızarlardı
Şimdi doğalgazlı otomatik ödemeli
Ekrem ağbi vardı mahallede
Cemalettin ağbi
Mahalleyi beklerlerdi
Mahallenin namusunu beklerlerdi
Namusta neydi bilemiyorum ama
Onlar beklerlerdi
Onları namus bekçisi bilirdik
İkisi de kız kaçırdı
İkisi e yaptıkları hatalar yüzünden
Sevmedikleri kadınları aldı
O zamanın namusu
Şimdi kibarlaştı flört oldu
Ben
En çok Pazar günü kahvaltıda yerdim
Yarım ekmek arası domates peynir olan
Kahvaltının tadını arar oldum
Hani yerde sinin başına oturup ta
Kavga gürültü yediğimiz
Pazar günü kahvaltısının tadını
Cumartesi geceleri
Çekirdek alırdık özellikle
Haftada bir kez cumartesi geceleri
Film olurdu TV de
Beklerdi
Çekirdek çıtlatmak için
Beklerdik divanda oturarak
Beklerdik film seyretmeyi
Ağlardık yorganların altında
Ağlardık çekirdek çıtlatarak
Haftada 1 kez
Bayramları beklerdik
Annem elbise diksin
Ben güzel olurdum da sanki
Bir torba elimde
Her kapıyı çalıp ta
İyi bayramlar efendim deyip
Şeker almak için
Kim daha çok şeker topladı
Ya da benim torbam daha dolu
Ah bayramlar ne güzeldi bir bilsen
Akşam olunca yazlık sinemaya giderdik
Bütün mahalle
Sevdiklerimizi görür heyecanlanırdık
Biri bin vururdu kalbimiz
Yazlık sinemalarla biz
Bayramları beklerdik
Filimler de bizi
Biz sadece bayramlarda giderdik
Sinemaya
Ne yorgun ne mutlu düşerdik yatağa
Bir artist olurduk hayallerimizde
Bir de biz olurduk rüyalarımızda
Hep mutlu olurduk
Hep coşkulu
Biz o zamanlar
Umutlarımızla yaşardık
Bayramlar özeldi
Bayramlar
Ne güzeldi
Babam
Süleyman�ın oğlu bizim babamız
Bir bayram günü öldü
Bayramlar şenliğini
Sinemalar güzelliğini
Sevgiler özelliğini
Bir avuç toprakla bezendiğini
Bize gösterdi
İstanbul 26-27 Şubat 2001