Bugün Ayten'ler ailece, bir de Güler
Seyahatten döndüler.
Ana baba yorgun argın,
Gelin görümce birbirine dargın.
Bilseniz ne hayallerle yola çıkıldı!
Hepsi balık istifi arabaya tıkıldı.
Kontroller yapıldı unutulan bir şey var mı diye,
Bir kutu lokum gidilen eve hediye,
Cep telefonları, kredi kartı,
Ve daha bir sürü abartı.
Yolculuk şarkılarla başladı
Sonra çocuklar mızırdandı, büyükler haşladı.
Hava ısındıkça sinirler gerildi,
Bu son olsun diye sözler verildi.
Çocuklar üstlerine döktü kolaları,
Bitmek, tükenmek bilmedi ihtiyaç molaları.
Zaten Ayten'le kayınvalidesinin biraz limoniydi arası,
En kötüsü de kayınpederin sigarası.
En küçük çocuk,yeni alınan oyuncağı kırdı
O sırada babaanne haykırdı:
“Söndür şunu! Göz gözü görmüyor dumandan!
Bu adam çıkarır insanı dinden imandan! ”
Sonunda Marmaris'e gelindi,
Ev sahibinin dehşet dolu bakışları altında arabadan
İrili ufaklı on kişi indi.
Orada harıl, gürül, itiş, kakış on gün kalındı,
Birileri konuştu, öbürleri alındı.
Genç, yaşlı, zayıf, şişman,
Hepsi bin pişman.
Dönüş için gece yolculuğu seçildi,
Herkes birisini defterden sildi.
Bütün suç ev sahiplerinin üstüne atıldı,
Büyükbaba da bu fikre katıldı.
Sonra diller tutuldu, çocuklar uyutuldu.
Onları büyükler izledi,
Şoför mahallinde oturan güya
Uyuduğunu gizledi
Aslında görüyordu çeşit çeşit rûya.
Horultular göklere yükseliyor baktı,
Damat Hasan teybe bir kaset taktı.
Eve varır varmaz anne dayanamadı,
Yanaklarından öptü damadı.
“İyi getirdin, sağol oğlum” dedi.
O sırada bacaklarına dolandı kedi.
“Sanki battı bize rahat,
Bir tutturdular seyahat da seyahat!
Elalemin evinde istenmeden kaldınız,
Boyunuzun ölçüsünü aldınız.
Şükür evime geldim, oh be!
Bir daha mı? Benden tövbe! ”.