Benim memleketim yanar kavrulur şimdi
Tarlalarda başaklar sararmıştır
Yel esmez, yaprak kımıldamaz ağaçta
İnsanları yağmur diye göğe el açmıştır
Bir bulut görünse uzaklardan, güler yüzleri
Yalınayak çocuklar koşuşur tozlu yollardan
Oysa ne yağmur yağar, ne rüzgar çıkar
Bilmem ki Tanrı ne ister bu garip kullardan
Geceleri gökte binlerce yıldız
Aydınlatır yamalı cibinlikleri
Erkekleri uyur, hayale dalar genç kızları
Giyerler düşlerinde beyaz gelinlikleri
Gönüllerde umutlar hevenk hevenk
Üzümler bağlarda salkım salkımdır
Ellikten çıkar elleri pamuk toplamaktan
Onlar benim memleketlim, benim halkımdır
Alışkındırlar her mihneti çekmeğe
Derileri güneşten kalınlaşmış, kararmıştır
Dururlar güneşin altında bir kara heykel gibi
Yüzlerine bakmayın, sıtmadan sararmıştır
Benim memleketim yanar kavrulur şimdi
Bıçak açmaz ağızları, her gün aynı matemdir
Yağmur değil, alev yağar, ölüm göklerden
Ağustos burda cennet orda cehennemdir