Yorgun Savaşçının Şiiri
İnsan bir açmaza düşmeye görsün
Başlamasın bir çöküntü yürekte
Ölümdür o yerde düşündüğün
Sevilmek de boştur artık sevmek de
Gün ortası karanlık diz boyudur
Acıdır hep geçmişten ne kalmışsa
Yaşamak! O yanıtsız bir sorudur
Huzur bitmiş, hayaller dağılmışsa
Nefes almak yitirir anlamını
Boğazına dizilirken lokmalar
Bir çaresizlik sarar dört yanını
Sesler uzaklaşır, söner lambalar
İsyanın yüreğine sığmaz olur
Hep kader gelmişse sevinç yerine
Ölümün kara gölgesini bulur
Şimdi bakanlar yorgun gözlerine
Bir bozgun başlamıştır ki amansız
Düşmüştür kalelerin birer birer
Bak! Savaşçıların yatıyor cansız
Onlar ki hep sevdiler, hep verdiler
Yitirdin neyin varsa, anla artık
Tek başına kalan sensin ortada
Düşlerin toz duman, umutlar kırık
Dün anlamsız, yarınlar paramparça
Yapayalnızsın koca bir evrende
Uzakta, taparcasına sevdiğin
Gelmiyecek, ne kadar gel desen de
Ondan böyle bir yangın yeri için
Ondan böyle yıkılan bir dünyanın
Altında bak tek başına kalmışsın
Uzağında özlediğin bir anın
Çökmüşsün, devrilmişsin, yıkılmışsın
Sarmış kollarını boynuna ölüm
Ne yapsan boş, kurtulamazsın artık
De ki:-- Hep yalanmış, bitiyor öyküm--
Bak! Can kuşun havalarda çığlık çığlık...