Caddelerde, Sokaklarda gezdiğim geldi aklıma
O Sokak senin bu Sokak benim
Dolaşırdık durmadan
Hep kaldırımda yürüyen ben olurdum
Senin boyun uzundu ya
Bakışırdık gizli gizli
Gözlerini kaçıran sen olurdun sonunda
Bir cümle çıkardı dudaklarından
Bakma ya
Tabi yüzünde kızarıklar
Kırmızı elma yanaklı
Gel bir yere oturalım dediğimde
Dudak bükerdin
Hiç bir mekana oturmamıştın ki daha önce sen
Zorda olsa oturduğumuz yerlerde
Bir çay söylerdin bir yudum bile içmeden
Ben konuşurdum sen gülerdin
Gülümsemende hoşuma gitmiyor değildi hani
O zamanlar daha 18 yaşındaydın
Şimdi kaç oldun ki
Bir gün bayram tatili olmuştu
Çok sevinmiştim dokuz gün seninle birlikte olucağım diye
Sabah erkenden kalkmıştım
Telefon açtığımda sana
Bakmamıştın
Saatler geçince dönmedin diye bana
Bir daha aramıştım
Bir daha
Ve
Bir kez daha
Anlam verememiştim telefonu açmayışına
Ertesi gün olmuştu
Telefonu elime aldığımda
Aradığımda seni yine bakmamıştın
Ne kadar merak etsemde
Günler geçsede sen yoktun
Dokuz gün bayram tatili var diye sevinmiştim ya
Hüsran olmuştu bana
Evde elim kolum bağlı telefona bakarken
Dokuz gün boyunca
Bilgisayarda indirdiğim dizileri seyretmekten
Başka bir seçenek yoktu elimde
Her sezon yirmidört bölümden
Beş sezon izlemiştim diziyi
Gözüm her telefona daldığında
Bir mesaj yada çağrı varmı diye bir umutla
Hiç bir ses yoktu kulaklarıma yansıyan
Seneler geçtikçe aradan
Senelere karıştın yokluğunun ardından
Elimde kalan bir hüzün
Gözümde bir damla yaş
Kiminle konuşsam sesimde hep titreklik
Senden bana kalan
Sayende kelimelerimde anlamsız artık
Nasıl başlamıştık, Nasıl bitti
Bir tek yaşın 18 di aklımda kalan
Güvensizlik nedir bilmezdim
Hüzünleri kalbime yazan sen oldun
Şimdi hatıralarımla başbaşa kalırken
Yıpratılmış damla damla yaşlarla
Baktığım her nesnede bana yansıyan
Sayende
Hüznü kalbinde
Bir çocuk var gözlerimde
Ben yaşarım payıma düşeni sen üzülme
Git
Buralar şimdiden kül oldu hasretinle