Onlar ve Biz
sana kavuştuğumda dikildiler kapıma
soyunup düşlerini yüreğime baktılar
göremedi hiçbiri aktığını canıma
giyinip tatlı bir hâl perdeleri yaktılar
önce masumiyeti çıkardılar karşıma
namusun öneminden bir hayli dem vurdular
sezdirmeden girmeye çalıştılar kanıma
o zahir fesatlığı bâtın da dondurdular
şuh bir gece yarısı anladım kurguları
ağlarına düşmeden ağlarını hakladım
çıkardılar yüzeye o çirkin duyguları
düzelsinler istedim şerlerini akladım
sildiler sandım sonra hayatlarından beni
kurtuluş gibiydi bu binlerce kez şükrettim
oysa palazlanmıştı şimdi kinleri yeni
üzerime geldiler bense kalbinde yittim
etrafımda dolanır hala kalleş bakışlar
bizim huzurumuza nasıl da göz dikerler
ve onlar ki sadece mutsuzluğu alkışlar
ne yapsalar sonunda kendilerini yerler
biz toprağa düşmeden üşümez yüreğimiz
boşuna günlerini ziyan edip giderler
ruhlarımız birleşir kavuşuruz yine biz
onlarsa ah ne büyük günah işledik derler
29 Ekim 2010