beni bursa sokağında vurdular
güneşi olmayan bir sabahta
yeşil şarap aktı bileklerimden
bir çöpçünün nasırlı eli saçlarımda
"picadilly" kızları öbek öbek pınarlarımda
sarhoşlar avuçlarımda yürüdü
ömür çizgim bir postalın kabarasında
güneşi olmayan bir sabahta
beni bursa sokağında vurdular
küf kokan kızlar taşıdı kollarımdan
terli köy çocukları
işkembe işkembe eller
sarımsı sarımsı dişler
tüm sarı ne varsa, tüm solgun her şey
eflatun gözler, siyah dudaklar
"picadilly" kızlarında
beni bursa sokağında vurdular
bir akşam gazetesinde sayfa sayfa ismim
karakol taşları hep soğuk mudur?
ağustos'ta da nem nem midir merdivenler?
o günden beri güneşsiz sabahlardan korkarım
o günden beri...
o sokağın her taşında ben varım...