Baba- Yavrum Ahmed'im, sen niye gelmedin.
Gavur ellerlinde, halim bilmedin.
Bahtın kara çıktı, sende gülmedin.
Seni orda koyup, gittim Ahmed'im.
Ogul- Canım baba'm, yol'um bağlandı kaldım.
Cenaze'ne, gözyaşlarımı saldım.
Öldüğünü duyunca, bende öldüm.
Gâvur uçağında, yer yoktu babam.
Baba- Gelin'in yüz'ünü, niye görmedim.
Torun'ları, son kez olsun, sarmadım.
Sanma kine, seni hiç anmadım.
Teneşir'de baktım, yoktun Ahmedim.
Oğul- Gelin'in haberi, çok geç aldı.
Torun'lar ardından, ağladı kaldı.
Teneşir'deki suyun, bana geldi.
Seni bekletmek, istemedim babam.
Baba- Dünya'dan, dua'larını bekliyom.
Senin kokunu, içimde saklıyom.
El'lerimde, duldalayıp yokluyom.
Namaz'ımda baktım, yoktun Ahmed'im.
Oğul- Bana kahredip de, sakın gücenme.
Hak kitabı'ndan, gayrı ya güvenme.
Ahmed'im gelmedi, diye dövünme.
Elbette bir gün, geleceğim babam.
Baba- Ölmüş mü diyerek, son kez yoklandım.
Tabut'umla, bir motor'a yüklendim.
Kefen'le, kara toprağa saklandım.
Sen mezar'ımda da, yoktun Ahmed'im.
Oğul- Tabut'unu, şu sırtımda taşırdım.
Giden ruh'unun, peşinde koşardım.
Kara toprağa, seninle düşerdim.
Mezar'ında yalnız, koymazdım babam.
.