Âşık'ların bağına, daldı.
Kel horoz, kart tavuğu çaldı.
Buluşmalar, ahrete kaldı.
Yalan dünyada, özüm kaldı.
Güzellerin, duruşu başka,
Yanlarında, yürüsem keşke,
Kurbanım, göğsündeki aşka.
Gözüm kaldı, şu özüm kaldı.
Beli ince, kalçası geniş,
Haz veriyor, kıvırıp dönüş.
Hoş olur, üzerine bir biniş.
Gözüm kaldı, şu özüm kaldı.
Dudağı, yanağına uymuş.
Bu ela gözlere, kim doymuş.
Naz etmekte, nasıl bir huymuş.
Gözüm kaldı, şu özüm kaldı.
Saçlarını, rüzgar dağıtır.
Memeleri, ele sağıtır.
Paksoy'uma, vermedi hatır.
Gözüm kaldı, şu özüm kaldı.
.