Eski sahilde eskimemiş bir bardak çay yudumlanıyorsa
Unutulmamışlardan bir şarkı uzaklardan selamlıyorsa
İhtişamıyla ay dalgın gözleri kaplıyorsa
Bil ki seni düşlüyorum
Kelimeler şairlerin gözyaşlarındaysa
İçlerinde çığlıkları yüreğin, duyuluyorsa
Kâğıt, kalemde vuslatı soruyorsa
Bil ki seni düşlüyorum
Yanardöner yıldızların semada dansında
Kepenk kapatmış aşkların ara sokaklarında
Firari hislerin ayak sesleri arasında
Bil ki seni düşlüyorum
Yalnızlığı söyleyecek kimse yoksa
Boğazın karanlık sularında aksim duruyorsa
Her gecede boynum biraz daha bükülüyorsa
Bil ki seni düşlüyorum
Bahçelere isyan kokulu çiçekler deriliyorsa
İnsan, tütün misali her nefeste eriyorsa
Kalpler yeniden sevmeye korkuyorsa
Bil ki seni düşlüyorum
Tüm ümitler karanlıkta, yarınlar kayıpsa
Zaman mekâna, mekân zamana ağlıyorsa
Ömür yaşanmışlarda tükeniyorsa
Bil ki seni düşlüyorum
İstanbul 1996