Aylarca beklersin bir tatil gününü,
Sılaya erişme hayalleri kurarsın.
Ve durmadan tazelersin hüznünü.
Hayallere dalar anıları anarsın,
Rüyalarında görürsün Hınıs'ın yüzünü
Hasret acısıyla yüreğini dağlarsın,
Sevdiğin dizinde uyur ve tararsın zülfünü.
Tutamazsın gözyaşlarını ve ağlarsın.
Yüreğini Hınıs hasretiyle dağlarsın,
Gideceğin günü mum ışığında ararsın.
Ve o gün gelip çatar,
Otobüs gelmez vakit geçmez.
Sen gurbeti gurbet seni sevmez.
Sabırdan tesbih taneleri sayarsın,
Parmakların teker teker değmez.
Tesbih tanelerini çifter çifter atlarsın.
An gelir otobüs hareket eder,
Yola çıkarsın yollar bitmez.
Şoför halden bilmez .
Vakit geçmez.
Şoför uyuyuverir direksiyonun başında,
Onunla beraber sende bunu kimse engelleyemez.
Yolların bitmesine de kalmıştır on dakika,
Kavuşacaksındır anana,
Kardeşlerine dostlarına akrabalarına.
Birden bir acı hissedersin bir anlık,
Ardından ebediyen ayrılık.
Oysa on dakika kalmıştır sılaya,
Kavuşacaktın anana, babana
Sarılacaktın kardeşlerine nişanlına.
Kader acı bir oyun daha oynar,
Ve Azrail seni biraz daha oyalar...