Bir döner dolap, bir taş değirmen var hesapta
Biriyle suyum çekilir, biriyle tenim öğütülür.
-Bırak, dedim, yokum gayrı, devir ahir zaman;
çevir dolabını, okut kitabını!
Can bedenden boşalmış, kurgum bananmış toza.
Çevir dolabını, sayfalarındanım, okut yazımı;
Açılmışım harfi harfine, hiçbir şey silinmemiş,
Nefeslilerdenim, mah cemaline, essah demişler!
Nefessizlerdenim, gizli haline, eyvah demişler!
Ben de şaştım bu işe, bir iken neler olmuşum..!
Suyu çalan dolaptır, yapıyı öğüten değirmendir
Biriyle zihin yoğrulur, biriyle cefa tahtına yatılır.
-Bırak beni, dedim, gayri, devir gelecek zaman;
çevir yüce bilge inancıyla, dişlidir el değirmeni!
Durmadan doldurman, ince öğütülmem boşunadır
Sızlanır zerrelerim, anda kaynaşır, coşar, giderim.
Eğirmenim payı payına dağıtmış, barışık ayrışırım,
Kemiklerim ne m'ola, sarı kireç benzinden başka
Ve aldanma rengine, dili, taneyi göze yeşil gördürür!
Ciğer dolusu bağırandanım, ağız dolusu gülendenim
Nice cansız örülendenim ve damardaki dalgadanım,
Bitmemiş, öyle bir çoğalmışım ki nice birlerdenim!
Tartıya Kalan Düşler