İSKİTLER
Milyonlarcasınız. Milyarlarca biz.
Hadi deneyin, savaşın bizimle.
Evet Asyalıyız, biz İskitleriz.
Aç, vahşi ve çekik gözlerimizle!
Sizin yüz yıllar, bizim bir saat
Uşaklar gibi iki düşman ırka
Biz kalkan tutuk, ettik itaat
Moğollarla Avrupa arasında
Yüzyıllarca o eski ocağınız gürledi
Susturarak çığların sesini
Ve siz yabancı bir masal sandınız
Lizbon ve Messina?nın çökmesini
Gözünüz Doğudaydı yüzyıllarca
Topladınız bizim başyapıtları,
Erittiniz. Alayla beklediniz
Bizlere doğrultmak için topları.
Vakittir. Bakıyor bela kapıdan
Büyüyor günbegün dargınlıklar,
Yok olur belki hiç iz bırakmadan
Günü gelince sizin Pestumlar.
Daha ölmemişken ah eski dünya!
Daha sürerken tatlı çilen senin.
Ermiş Oidipus gibi dursana
Önünde eski Sfenks bilmecesinin.
Rusya Sfenks?tir. Gülerek, ağlayarak
Kara kanlar içindeyken kendisi
Gözleri sende, bakar öylece,
Durur, içinde nefret ve sevgisi.
Evet, kanımızın sevdiği gibi
Sevmiyor hiç biriniz çoktan artık
Unuttunuz bu dünyada sevgiyi
Yakan, öldüren duyguyu - yazık!
Severiz ilahi basireti de,
Soğuk sayıların sıcağını da,
Anlarız özü Fransızca espride,
İç karartan Alman dehasını da.
Aklımızda Venedik serinliği,
Sokaklardaki cehennem Paris?te
Uzakta aromalı limon bahçeleri,
Köln?de dev yapılar, duman da, sis de.
Severiz vücudu tat ve rengiyle
Boğucu, ölümcül kokusuyla biz,
Suç bizde mi, tatlı sert pençemizle ?
Çatırdarsa eğer iskeletiniz?
Başından tutarız, alışkınız
Biz oynak, yorulmayan atları,
Kuyruk sokum kemiğini kırarız,
Zapt ederiz hırçın köle kızları.
Vazgeçin savaşın dehşetlerinden
Gelin, biz barışıp kucaklaşalım.
Eski kılıcı dostlar geç değilken
Kınına koyun siz; kardeş olalım.
Hayır, diyorsanız kaybetmeyiz ya;
Hainlik yapmayı biliriz biz de,
Lanet okuyacak durdukça dünya
Sonraki sağlıksız kuşaklar size.
Hadi Urallara, hepiniz gidin
Entegral ve çelik makinelerle.
Buyurun, bu meydan, harp edin
Moğolların vahşi kuvvetleriyle
Bizse artık size kalkan değiliz
Savaşmayız, bıraktık o işleri.
Biz çekik gözlerle seyredeceğiz
Ölüm savaşını, kaynar mahşeri.
Engin ve derin ormanlar boyunca
Güzel Avrupa?nın önünde biz
Yol açacağız; dönüp bakınca
Asyalı suratımızı göreceksiniz.
Gaddar Hun yakarken kentleri
Ceset ceplerini karıştırırken,
Kebap ederken beyaz kardeşleri,
Karışmayız, kiliseye at sürerken.
Artık gel eski dünya bu son gayri
Kardeşçe emek, barış şölenine
Çağırıyorken barbarların liri
Kardeşlik aydınlık ziyafetine.