Rüzgar fısıldadı kulağıma,
Saba yeli gibi saçlarıma,
Meltem oldu değdi yanağıma,
Gönlüme girip serin tuttu da,
Seni hiç kimseye soramadım.
Göl üstüne düşen suilete,
Mucizeyle gelen keramete,
Kahve falındaki kehanete,
İşaret edilen yar oldun da,
Seni hiç kimseye soramadım.
Minarelere asılan mahya,
Ay ışığında buluşan ziya,
Nur olup gözde görülen rüya,
Ateş böceğiyle tutuştu da,
Seni hiç kimseye soramadım.
Çölü aşıp geçen bedeviye,
Cennetten selam salan huriye,
Güneşin düştüğü palmiyeye,
Gölge durup ruhumu sordu da,
Seni hiç kimseye soramadım.
Denizden baş çıkardı balıklar,
Gökten kayarak indi yıldızlar,
Bereket doldu düşen yağmurlar,
Aşkıma tohum oldu açtı da,
Seni hiç kimseye soramadım.