Bilmiyorum bu,
kıvrılan saçlarım gibi kırılan kalbimi
düzeltme çabası belki de..
Mübarek bir ayet okur gibi huşuyla sevdim seni.
Ve gözlerinin içine bakmak,
ruhuma epeyce sevap katan bir sünnetti.
Adını unutmuş bir pagandım seni tanımadan önce.
Adam oldum, adım oldu.. sen bana adım attıkça.
Şeyhinin önünde kayıtsızca diz çöken derviş gibi sevdim seni.
Diz kapağının eteklerinde doruklarına ulaştığım zikir,
kimselerin anlamayacağı ibadet teslimiyetiydi..
Gittiğin günden beri içimde hicret telaşı.
'Şeb-i arus' yakın diyor unuttuğun büstiyer.
Oldum, erdim, arındım, bıraktığın ben değilim.
Yakıp gittiğin ateş dudaklarıma vuruyor..
Sırtımda Resulullah'ın hırkası,
elimde Musa'nın asası
kulaklarımda sesin.
Gel diyor.
Geliyorum bu,
varlığımı varlığında yok edecek,
iltica çabası belki de..