Saat: 18
Cevizli helva yapmış hanım
-Ah sağ ol, nasıl da çekiyordu canım.
Diye yaklaştım helvaya.
-Sana yapmadım, oğluma yaptım, dedi.
Doktor sana yasakladı.
Şekerin kaça çıktı akıllanmadın.
-Haklısın, diyebildim, geri geri gittim.
Ardımdan cevizli helva
Sanki benimle dalga geçiyordu.
-Yiyemezsin, beni yiyemezsin.
Ben ona bakıyorum
Sanki o bana.
-Yiyemezsin yiyemezsin, diyordu.
Saat:24
Hanım uyuyor nasılsa.
Cevizli helvayla aramda engel kalmadı.
Usulca kalkmalı, mutfağa ulaşmalı.
Cevizli helvaya kavuşmalı.
Çok değil, azıcık alırım nasılsa.
Kaç gündür perhiz yapıyorum ya.
Küçücük bir şeyden ne olacak?
Sonunda cevizli helva benim olacak.
Kalktım.
Mutfağa yöneldim usulca.
Cevizli helvaya bir elim gidiyor.
Diğeri sanki onu geri çekiyor.
Ben böyle duraksamış beklerken.
-Anam, hortlak mı karşımdaki derken.
Hanım, karşımda belirmesin mi?
-Bu saatte helva yenir mi?
-Yok, dedim. Ne yemesi.
Ben özlemişim cevizli helvayı.
Derdini sormaya geldim.
Şöyle ona üzgün üzgün.
Biraz bakmaya geldim.
-Hadi ordan, kimi kandırıyorsun?
Cevizli helva zararlı bilmiyor musun?
Gerisin geri döndüm yatağa.
Bu hanımlar bir canavar ya.
Ya da sanki bir Şeytan.
Ne zaman gitsem mutfağa.
Ardımdan hemen beliriyor ya.
Ben o günden beri cevizli helva yiyemem.
Derdimi ah derdimi, kimselere diyemem.
Neyse ki şiirim var, bir şiir yazayım.
Derdimi şiir sevenlerle paylaşayım.