Sen şimdi
Kızıl bir gül dalının ortasındasın
Sen şimdi
Berrak pırıltılarla oynayan bir balığın sırtındasın
Gözlerin dumanlanmasın
İçindeki sevinç kaybolmasın
Ay ışığı geceye tutulmasın
Beni ne bıçak gibi keskin sözler
Ne de yayvan yayvan gülüşler durultmuyor
Ben şimdi
Dalgaların kayalardan çarpa çarpa kayboluşunu duyuyorum
Bulutsuz bir gökyüzü özlüyorum.
Ben şimdi
Bana verdiğin andacı öperek bir özlem gideriyorum
Senin şimdi
Arık toprakları sulayan yağmuru andırıyor sevgin
Senin şimdi
Gözlerindeki ay ışığı, yüreğimi sardı
Dünyam aydınlandı
Sen şimdi
Girdin tüm benliğime ağarttın gövdemi yeniden
Sen çeliğin menevişinde yoğrulan bilinçsin
Sen ateş hattında dövüşen yüreğimin ortasında bir yüreksin