Bütün köprü korkulukları tanır dirseklerini
Her köşe başındaki fenerde sen varsın
Her yalpalayan adam sensin
Açık perde uçlarında çıkmaz sokaklar sallanır
Boşluklarda sen
İşaret lambalarını söndürebilseydin
Sökebilseydin bütün çivilerini yıldızların
Çekip gitmeleri unutsaydın
Unutsaydın bütün çuvallamaları
Bütün yengileri, bütün yenilgileri
Sallayıp sallayıp da silkeleyebilseydin
Kurtulurdun
Gemiler iskelelere bağlanırken rakamsız saatlerde
Kediler çöp tenekelerini kazırken
Bütün bekçi düdüklerinde yalnızların türküsü
Sonra çekip giderken bütün yalnızlar
Sonra hepsi kaldırım taşına ilan kağıdı gibi yapışır
Güneşe karşı dikilir delik papuçlu ayaklar
Yalnızların isyanını ayaklar haykırır