DÖRTLÜKLER
aşktır ölümlerin varamadığı
o en gizli tapınağı insanın
açar kapısını güzelliğine
insanı insanda aramaların
o sessiz çığlıktır deli taylarla koşar
aykırı rüzgârdır eslak yelelerinde
yangındır o en derin okyanuslarda başlar
yaşar karlı dağların sonsuz hürriyetinde
tutsak bir öfkedir aşkın tarihi
yalınlığın bilgesi her gün yeniden yazar
kırmızı bir güldür, kanar avuçlarında
sevda sararmış bir gül olur ağlar
iki taşın arasında yaşandı bu aşk
iki uçurum boyu, öyle derin ve çıplak
şimdi içim kanatsız bir sarıca
artık hiçbir kovuğpa sığmayacak
rüzgârın kollarına düşerken
ebediyyen seninim diyordu yaprak
sarı saçlarını okşayan dala
güz ayrılık şarkısını unutuverdi