ekim yağmurlarıydı
cama vuran
masum ve sessizce
bütün ihtişamıyla
her damla bir gözyaşı tanesi
sevince ya da hüzne akıtılan
gülümsemeyi hayata bağışlarken
varlı vakitsiz
seyrettim dün gece gene
sabaha kadar
oturup pencerenin önüne
dağıttım kederi bulutlara
ıslanmış bir yol
kırmızı bir gökyüzü
ve uzakta dağlar
camın önünde kedim
huzur doluyum
her yağmur damlasında
önceden kalan ne varsa
mekan kişiler olaylar
siliniyor her şey
perde perde gözlerimde
sessiz sakin bir gece
boş ve avare
yolda süzülen
suyun sadeliği
arıtılmış bir ömür
aylara yıllara düşen
iç çekiyorum bir an
gülümsemek mutluluk
yarım dudak arası
beyaz camın arkasında
bir cennet var içimde
huzuru bulduğum
ıslaklığını hissettiğim
her yağmur damlasında