serin soguk bir hava
umudun adi olmasa
anlami olurmuydu
yasanmis ve yasanacaklarin
ben ki dogdugumu bilmem
anam bile bilmiyor ki
çocuk olmadim vede
dogum günüm olmadi ki
hiç dogmadim bilmiyorum
annem tarla yolunda der
dedim ya oda bilmiyor
duhulumde mart on diyor
bende bilmiyorum
acaba diyorum
yoksa yasamiyormuyum
çalis çalis yas otuz dokuz
daha küçücük yasta
koyun kuzu otlatirdim
alfabeyi bile ögrendim sekizimde
ve gurbetlik onbirimde
mart on otuz dokuz yil
yarim asir
ne çabukta geçmis yillar sakalimda kir
yasanmadan geçen onca yil
dün yada yarin degil bu günü yasamak
hep ertelesekte
göz kapaklarimda büyüyor
yasananlar var olmasa düsünmesem
otuz dokuz yil
bu gün benim dogum günüm
gelmis geçmis dile kolay
kimse bilmediki ben asla.
sararmis bir kitabin sayfalari
çevirdikçe hüzün yapraklariyla
kirilip dökülen
umutlardi parça parça
otuz dokuz yil
kaç yil yasadim
kaç ay, gün, saat
bir yaprak daha kiriliyor çitir çitir
yarina ertelenen
bir umut daha
her günkü günlerden bir gün
merhaba otuz dokuz yasim
yasam devam ediyor
ertelemek degil yasamak hayati
yakinacak çok seyin içinden
mutlu olmak sevinecek çok az seyi görmekle
bu yil ilkdefa aklima gelen
geçmis degil bu gün için
alnimdaki çizgilerde gizli
otuz dokuzuncu merdiven