Yüzünü gördüm bugün,
Ne çok zaman olmuş sana perdesiz bakmayalı,
Ne çabuk koymuşum dudağının yerine
Bana sadece konuşan birinin dudağını,
Oysa öperdim ben seni,
Utanarak, sıkılarak, zorlanarak…
Kokunu da duydum,
Ne çok zaman olmuş kokunu başkalarında duyunca
'bu onun kokusu' demeyeli,
Ne çabuk koymuşum yerine
Kokumu hiç duymayan birinin tenini!
Gözlerini gördüm bugün,
Bana yıllardır aynı bakan içini…
Ne çok zaman olmuş sana perdesiz bakmayalı,
Ne çabuk koymuşum gözlerinin yerine,
İçime hiç bakmayanı!
Sesini duydum bugün,
Epey olmuş oturup hayatımdan konuşmayalı,
Ne çok gizlemişim senden acımı,
Uzun zaman olmuş bağıra bağıra ağlamayalı!
Sorularına cevap veremedim belki,
Cevaplarını bilmediğimdendi,
Anlar gibi göründün, sesini iyice burktun,
Ama sesini duydum bugün,
Epey olmuş kendimi birinden dinlemeyeli,
Çıkarsız, fesatsız, yalansız bir sevgili gibiydi…
Duydum hepsini…
Bugün anladım yıllardır söylediklerinin ne demek istediğini!
Ellerini gördüm bugün,
Uzun zaman olmuş onlara uzanmayalı,
Bir tepeye çıkarken, bir yokuştan inerken elini tutmayalı...
Korkmuşsam da yalnız, mutluysam da yalnızdım,
Uzun olmuş bana uzanan elini iki yakama değdirmeyeli,
Saçımı okşatmayalı, yanağıma avuç içini kondurmayalı…
Çok olmuş kendimi hayatıma kalkan hiçbir elden savunmayalı!
Tanrıyı gördüm bugün,
Beni bir savuran bir ayaklandıran sevgi denen lanetini…
Beni hala sevdiğini, bana hala baktığını,
Beni hala kokladığını, bana hala dokunduğunu gördüm bugün…
İçimde bir perde, tam kalbimin önünde!
Neresinden tutsam kaldı elimde,
Lime lime edilmiş bir hissin tam ortasında kalbimi gördüm bugün,
Biz böyleyiz işte…
Sen ayaklansan ben yorgunum,
Sen yorulsan ben ayaklanıyorum…
Oysa ikimiz de görüyoruz kendimizi birbirimizde,
Oysa ikimiz de hep aynı anda arıyoruz ellerimizi,
Biz seninle hala utanıyoruz kazara değsek birbirimize...
Hala iki çocuk gibi aşığız yaşadığımız her şeye,
Ne sen beni kandırıyorsun ne de ben seni,
Biz seninle hala istiyoruz kazara yalnız kalsak birbirimizi,
Ne bir çıkmazı var aramızdakinin,
Ne de bir gideri…
Biz seninle hala özlüyoruz 'yaşayamayacaklarımızı' bildiklerimizi…
Kader demiyoruz, bitti de diyemiyoruz…
Ya kendimizi kandırıyoruz ya da kanmak istiyoruz,
Ki bence 'diğerlerine' en başından inanmıyoruz!
Ama ben…
Tüm bu gördüklerime rağmen,
Sesine, kokuna, tenine rağmen tümümü getiremedim sana…
Nasıl bir fırtınanın ortasında kalmaksa bu,
Savrulup seni de yıkamadım!
Hiçbir şey konuşmadık,
Tek bir cevap vermedim içimde kopan hakkında,
Anlamış gibi göründün…
Ne zaman kırılsam, ne zaman yanılsam, ne zaman ondan kaçmaya çalışsam
Seni gördüm kapımda!
Biz seninle hala aynı ipte beni zorluyoruz aslında,
Kaç kahvaltı gitti ömrümüzden,
Ömür geçmiş seninle seviştiğim gibi sevişmeyeli 'gerçekten'!
Ne bir kere dokundun ne bir adım yaklaştın kalbimdeki o adamı bildiğinden,
Ben sana ne kadar eğilsem az şimdi,
Ben sana ne kadar ezilsem o kadar dikleştirirsin beni…
Şimdi biliyor musun ömür geçmiş,
Çok kandırmışım kendimi,
Bunu söylemek için aramıştım seni,
Koşa koşa geldin, iyi bir haber beklemeden, hiçbir iz sürmeden…
Söyleyemedim…
Durdu içimde fırtına, alevim söndü diyemedim…
Onu böylesine severken ondan öğrendiklerimi kabullenemedim.
Beni dirilt istemiştim, nedense bunun için seni seçmiştim,
Can havliyle kanayan bir yara gibi önce sen sar istemiştim,
Söyleyemedim…
Uyuyamadığımı, ağlayabildiğimi, sancımın sebebini söyleyemedim…
Ömür geçmiş bugün fark ettim,
Sana bakınca, bana bakınca,
Elimdeki o aptal bardakla,
Başından beri hiç olmayan bir aşka inandığım yalanıyla,
Çırpınırken, bir çıkış ararken senin kapına gelemedim.
Yapamam…
Sen bana böyle bakarken, ben sana O'ymuşsun gibi bakamam,
Sen bana hep böyle avuç içinle dokunurken ben sana elimi tut, ölüyorum diyemem!
Ben başkasına 'ömür boyu' derken, sana 'ömürlük' söz veremem…
Artık onunla olmayacağını bilsem de, içimi harabeye çevirsem de sana ömür vaat edemem.
Seni gördüm bugün…
Ne zamandır özlediğim her şeyi gördüm…
Gözlerime mi inansam, kalbimde yıkılana mı bilmiyorum.
İkisi de çok gerçek, ikisi de içimden…
Kader diyemem, git de diyemem,
Bir hayli zaman geçti…
Senden ayrılalı bugün,
Düşündüm, delirir gibiyim artık…
Benim için bir düştü,
O…
Uyandım uyanmasına da,
Seni bulunca yanımda,
İçim, kalbim, ömrüm bölündü!
Ama ben…
Tüm bu gördüklerime rağmen,
Ömrün olduğumu bilmeme rağmen
İçinde başka birinin durduğu bir kalple sana gelemem…
Ne senin kutsallığına ne O'nda hissettiğime ihanet edemem!