Enflasyonun baskısı altında
Hayata alçak sürünme ile başladı,
Yılları bu zulümle geçti aslında,
Altmışlıları kronik enflasyon haşladı.
Çernobil patladı, zehir yağdı,
Toprağına taşına, altmışlıların başına
Altmışlılar bunları da yaşadı
Hiç kimse bakmadı gözü ile kaşına.
On iki Eylül'ü gördü, öncesini yaşadı,
İnsana kurşun sıktı, sevdayı boşladı,
Kardeş kavgaları utanılmadı, alkışlandı
Sonuç, yargılandı yine o taşlandı.
Bir savaş da yetmişdörtte kopmuştu Kıbrıs'ta
Kardeşlerimizin imdadına koşulduğunda
Yalnız Rumlar mı vardı ki karşımızda
Bir hışımda sınırı çizmiştik Beşparmak'larda
Irak-Kuveyt, ABD- Irak savaşlarını
İzledi yıllarca, etkisinde kaldı,
Canilikler, entrikalarla oyalandı,
Altmışlılar neler yaşadı, nelerle yaşlandı.
Dünya izledi, olmaz, yanlış, haksızlık derken,
Bir savaş izlediler ki dillere destan
Birinin elinde makineli tüfek varken,
Diğer tarafın elinde de vardı lastikten sapan.
Yalnızca binaları mı yıkıldı?
Yakınları kayboldu, dünyaları yıkıldı
Enkaz altında kalanlar akrabalarıydı.
Onlar on yedi Ağustos'u da yaşadı.
Durum düzelir, belki rahat ederiz derken
Düzelir mi dediler, dur bakalım daha erken
Kimin çilesi bitmiş ki daha ömrü varken
Altmışlılara böyle yazılmış daha doğarken
Bırakmadı yakasını fakirlik fukaralık
Geride kalanlara bırakamadı ki dünyalık
Şimdi de başında sıkıntıdır kuraklık
Ne mutlu yapabilmişse, başına bir samanlık.
Neler gördü neleri, yetişmişti çağı, önündekileri,
Kara kandilde ders çalıştı, gaz lambasını gördü
Dünyası aydınlandı, eve geldi elektrikleri,
Yalnız bunlar değil altmışlıların gördükleri.
Ne şanslı insanlardı evinde radyo bulunanlar
Ne sükseydi, neydi boynuna takıp dolananlar
Bir bir radyo sahibi olmadı mı sonra özenenler
Şaşırtmaya devam etti onları önüne sunulanlar.
Her köy bir evde toplandı önceleri,
Bir iki derken herkes kendi evine çekildi,
İkiye çıkarmadan önleyemedik kavgaları
Bitirdi tamamen bu televizyon, muhabbetleri.
Arkasından internet geldi, neler değişti neler
Tüketici toplum yetiştirdi, özendi buna gençler
Kolaylaştırdı büyük ölçüde hayatı değişimler,
Oturduğun yerden halletti her şeyi titreşimler.
Çağ atladık sanmıştık evlere gelince telefon
Nerde kayıt verip beklediğimiz günler derken
Herkesin cebine girdi, beklenenden erken
İnsanın gülesi geliyor anında 'alo' derken.