Senin neyine gerek cennet, ey ruhum?
Özgürlüğümüzü kazandığımızda, güneşin
Zeytin yaprakları arasından üstümüze
Akışkan bir utku yönelteceği berrak bir yeri
Yeğlemez miyiz sanki? Bu hayat bitince
Sirmio'da rastlarsam sana eğer, ey ruhum,
Bulmayacak mıyız sanki dünya keyfinin yüce azizleri
Tarafından kutsanmış yarımadayı,
Dalgaların, berrak gökyakutun, kobalt mavisinin,
Siyanin rengi üstünde kurmayacak mıyız mezhebimizi?
Sonsuz değişimle kımıltılı kavranamaz aynalar,
Üçlü gökmavileri üstünde?
Ruhum, O bizi karşılarsa orada, cennetin
Hangi söylentisi ve cazip saray bahçesi
Ayartabilir ki bizi Riva'nın bulutlu tepeleri ötesinde?