o soytarı yazlık akşamında
sıcak bir çay bardağında aradım
karanfil buğulu bir edebiyat
buğusu kadehte rakının
sen güldüğünde anladım
avazım çıktığı kadar
düşünüyorum
mayınlı gülümsemeni
biliyor musun?
aslında sen
bütün kafiyeleri çürütebilecek bir gülüştün
bütün edebiyatı parçalaya bilen gözdün
bütün bir hayatı anlamama yetecek bir fikirdin
ah şu tembel düşlerim alıngan bir sahilde
pinekliyorlar şimdi
bir merhaba mıydı yoksa
hançerlenen sırtından?
senin yoksulluğun
hangi çihanda geçti?
hangi saraya
soytarılık yaptı umutların?
ben ki
okyanuslardan mavi dalgalar
yolladım sana
ulu dağlardan umutlar yuvarladım
çocuk seslerinden mutluluk
duyurdum
Allah'ın yardımıyla ayakta tuttum
sevdamı
ama senin odan neden bu kadar güneşsiz
gökyüzün neden yok?
oysa hava hep açıktı
tıpkı sana doğru açılan
kollarım gibi...
Gönül Çalımlı