Kıvrım helezonunda açar hayatın busesi
Çevrede insanlık,hissedilir onun sesi
Tatlı rayihasında süzülmüş billur hevesi
Serilen rüzgarda solmayan gül nefesi
Dikeninde kendine gelişin adı vardır
İsmi sultanlık,onsuz hayat hayata dardır
Tebessüm fideleri sulanınca bakışlara medardır
İnsanı köküyle bağlar hayata gül nefesi
Saat merdiveninde yere dökülen ter
Canı canla kucaklamıyorsa,olur beter
Zaman vazosundan çıkmışsa tohum yeter
Özün özünde dolaşan ilmiktir gül nefesi
Çekirdek,işlenmemiş bir madendir
İnsan,ruhunu fethederse altın tendir
Tepeyi aşamayana gerilir ışıldayan kendir
Huzur ekranında sonsuzluktur gül nefesi
Biçarelerin sürmesiz kapısı ve tutunacak dalıdır
Çıkarsa ölüm çıkar içinden,taşır altın kafesi
Tadanlara pir umman;bu aşk balıdır
Titretir cihanı bin bir haşmetiyle gül nefesi.