İZMİR YOLLARINDAN SON MEKTUP
Belki şimdi sana son
Sözlerimi yazmadan
Gözlerim kapanacak.
Belki var daha beş on
Dakikalık bir zaman.
Anne, için yanacak
Mektubum okunurken.
Beliren bir emeli
Çok görme bana sakın.
Ben Tanrı'ya en yakın
Bir yola sapıyorum,
Milletimin uğrunda
Türbemi yapıyorum.
Düşündüm huzurunda
Ebedi bir akşamın,
Düşündüm ki babamın
Dizi dibinde geçen
Yirmi iki seneden
Elimizde kalan ne?
Sorarım sana anne:
Madem ki gün gelecek,
Herkes aynı meleğin
Önünde eğilecek,
Niçin o güne değin
Çan sesleri duyayım?
Bugün de bir yarın da.
Bırakın uyuyayım
İzmir kapılarında!
Anne elveda artık,
Şu iki üç asırlık
Gecenin gündüzünü
Görmeden gidiyorum.
Ne beis var diyorum,
O günün seherinde
Senin ince yüzünü
Görüyor gibiyim ya...
Ey genç gecelerinde
Beşiğimi bekleyen!
Ediyorum emanet
Seni Anadolu'ya!
Sütünden, emeğinden
Ne verdinse helâl et.
Söyle Hacer'e o da
Hakkını helâl etsin,
Gönülcüğü dilerse
Başkalarına gitsin...
Ben ermeden murada
Ecel kırdı kolumu;
Artık beyhude yere
Beklemesin yolumu.
O ne anne, o güzel
Gözlerinden akan ne?
Geri dönemem diye
Ağlıyor musun anne?