Yaşıtlarımla ilgilenmemi söylerdi yaşıtlarım.
Dinlemedim onları, tıkadım kulaklarımı.
Yarama tuz basardı sanki bu sözler,
Es geçerdim.
Bir gün o sözlere tıkadığım kulaklarımla,
Duydum onun sesini.
Uzaklardan gelen bir ceylan gibiydi.
Salkımdaki üzümü andırırdı gözleri.
Gülüşüne bütün alem hayrandı.
Gülmeyi ondan öğrenen dünyanın,
Dönme gayreti zaten ondandı.
Her şeyi güzeldi.
Ama daha çok küçüktü.
Beceremezdi adam akıllı sağını taramayı,
Dudağını boyamayı,
Dişlerini fırçalamayı.
Ondan önce giderdi adımları.
İkinci kelimesi de birincisi gibi
Gülücük bahçesiydi;
Ama eksikti bir şeyleri.
Zamanın cilvesi işte;
O şimdi büyüdü.
O büyüdükçe arttı içimdekiler.
Onunla büyüdü anılarım, acılarım.
Yalnızlığım ve dert�
Küçüldüm dünü bugünle yoğururken.
Bende beni kaybettim.
Son rüyalarımdan uyandım gerçeğe.
Şimdi ondan daha güzel bir şey bulsam,
Gökyüzüne asacağım,
Herkes görsün diye.