biz yine de
yaşamaya devam edeceğiz sevgilim...
ayrılığın ağrısına
ve zamanın geçici zulmüne katlanıp
öğreneceğiz
bir hüznü dimdik kucaklamayı da...
sonra
türkülerle besleyeceğiz onu
hatta besteleyeceğiz
amansız bir ayrılığın
zamansız kurgulanmış kafiyesini...
alışacağız
daha doğrusu alışmalıyız
birbirimize bıraktığımız
ve henüz tanımı yapılmamış hiçliğe...
ağlamayı öğrenmeliyiz sevgilim
seni bana
ya da beni sana sordukları vakit...
Çünkü yüzümüzde maske yoktu severken
Ve sevişirken o gecelerde
Ne kadar yalındık öyle değil mi?
İşte,
Ayrılığın sızısı da çıplak kalsın istiyorum
Sevgilim,
Bize yakışmayan avuntularla
Örtmeyelim üstünü bunun!
Biz yine güzel yaşayacağız sevgilim.
Olmaz deme..
Olacak!
Elbet alışacağız
Yabancı tenlerin tuzuna da
Yeter ki seviyor olalım o gecelerde
Ve bir sabah yabancı kalmayalım
Gece başımızı koyduğumuz yastıklara...
Seni bilmem ama
Ben en çok gamzelerini özleyeceğim...
Gözlerini kısınca yanağında biten çiçekleri..
Sonra o geceki sarhoşluğun gelecek aklıma
Bir tebessümü çok görmeyeceğim,
Seni benden çalan yokluğuna...
Ardında bıraktığın bu şehirde
Eskitecek yıllarım var benim..
Güçlüyüm biliyor musun?
Her ne kadar
Beni sokağına taşıyan bayırda
Yorgun düşse de çocukluğum...
Yüzüme ait olan gülüşleri
Yarınlara ertelenmiş görüyorum
Sabahları aynaya baktığımda...
Ve doğal karşılıyorum bunu da
Az buz değil
Seni yitirdim ben...
Anlıyorsun değil mi?
Zamana kafa tutup
Borç takıyorum yalnızlığıma...
Biz
Her şeye rağmen seveceğiz sevgilim....
Ellerimiz izin verecek
Avuç içlerimizde yeni parmakların gezinmesine
Ve gözlerine bakacağız o insanların
Belki tutsağı olacağız
Mühürlenmiş dudaklarımızla
Sevgiye aç dudakların...
Biz
O gün geldiğinde
Büyümüş olacağız...
Bir iki damla birikecek
Pınarlarını kuruttuğumuz gözlerde..
Ve çocuk gençliğimizden esirgediğimiz yaşlar
Damlayıverecek bize aldırmadan
Geriye ne kalacak biliyor musun?
Yalnızca bu şiir...
Herhangi bir kitabın
Ön-sözünde yer alan...