Gördüğüm her postacıda
Seni hatırlarım...
Yazardın ya bir zamanlar?
Hani ucunu yakıp,
Har sayfasına bir tel bağışlardın saçından,
Unutmadım...
Okuldan çıkıp da eve gelince
Annem verirdi mektuplarını....
'Hadi gözün aydın' derdi.
Nasıl sevinirdim bir bilsen.
Sığmazdım bu şehre.
Bir güzel kafayı çekip
Adımlardım kaldırımları...
Sarhoş halimle sana şiirler yazardım.
......
umarım iyi geçmiştir sende yıllar.
Albümlerde güzelsin de
Ben pek bakamıyorum.
Kaldırmıyor bunu yüreğim.
Güçlü değilim eskisi kadar...
Şimdi kim bilir kimin zarfını kapatıyor,
ıslak dudakların...
Belki mektup atacak kadar
Uzak değilsindir sevdiğinden?
Yanı başındadır...
Zaman alnındaki ismimi silip
Başkasının adını çoktan yazmıştır...
Sahi anlatsana,
Nasıl bir şey sevdiğinin her an yanında olması?
Ben sen de bunu pek tatmadım.
Ne güzel olurdu değil mi,
Zamana aldırmadan, acele etmeden
Yavaş adımlarla Kızılay'da yürümek.
Olmadı işte, ne yapalım...
Hep bizim payımıza düştü,
Kalkacak otobüsün saatine göre sevişmek...
Son bir mektup yaz bana.
İçinde Diyarbakır olsun.
Sen on beş yaşında ol?
Okulun arka bahçesine
Sigara içmeye çağır beni?
Ankara'dan bahset biraz da
Tunalıda beni bekle
Kadere inat,
Yaz adımı lisenin duvarlarına.
Sonra Kırşehir'ı anlat.
Üniversiteli genç kızın
Mayıs gecesinden kalma burukluğunu dök kağıda.
Saat sabahın altısı olsun,
yolcu et gideyim,
bana son kez el salla...
Tabi ki unutmadım
Bursa'yı da yaz.
Kadehte beyaz şarap, yılbaşını kutlayalım.
Güneş doğsun
Ve seninle bir kez daha ayrılalım.
Son bir mektup yolla bana
Aynı adresteyim.
Islak dudaklarınla zarfı kapamayı
Sakın unutma....