Usul-usul
Sinsice..
Ölüm öncesi
Hastanın iyiliği gibi..
Varsın sensizlik de yitsin!
Türetirim sana dair bir şeyler
Sabah yudumlarken balkonda kahvemi
Bir çiçeğe adını veririm mesela
Olur biter...
Seni yaşatacak
Ve hatırlatacak hatıralar bulunur..
Çayımı kendim demlerken
Ve unutmuşken
İki dilim ekmeği kızartmayı
O gün akşam olur erkenden...
Derken
Kadehin kulpunda ellerin belirir..
Bir kış günü mesela
Uludağ yolunda sıcak şarap?
Tıkanmış yine trafik
Ve biz
Kontağı kapatıp öpüşmeye koyulmuşuz
Boyumuzdan posumuzdan utanmadan...
('Görenler ne der? ' yok o anda
Keza üstümüze karlı
Ve kararlı bir hüzün yağmakta...
Hem masumiyet yetişir
Hem de sevdalar pekişir
Bursa'ya tipi vurduğunda!)
Ama şimdi?
Gecenin üçü diyelim...
Üstelik bahar geldi sokağıma!
Devirmişiz mevsimleri?
Yokluğunu soracaksan şayet
Saçaklar güneşe sattı kendini..
Çok isterdim bunu tanımlamayı
Ama gel gör;
Kalemimde tutan buz henüz erimedi...