DAĞDA ATEŞ YAKANLAR
-Bu saatte Kuzey Afrikanın
dağlarında ateş yakanlar var-
Bir şafak vakti başlayacak yolculuğumuz
Cıgaralar sönmüş parmaklarımızda
Düşünmemek mümkün mü gelecek günleri
Bir başka mâkam üzre başlamış şarkılar
Seslerini duyuyorum görmediğim şehirlerin
Milyonlarca insan karşılamış orda barışı
Şu mavi gökyüzü bu ıslak asfalt caddeler
Okyanus kıyıları işte yeşil sırtlı balıklar
Say sayabildiğin kadar hepsi yeryüzünde
Onların hasretini sizler kadar kimbilir
Afrika kıyılarında çarpışan vatanseverler
Korkusuz uyanacağınız sabahları düşünüyorsunuz
Mavi salkımlı pencerelerin arkasında
Başladı işte akşam saatlerinizin hüznü
Dile gelmiş bırak dört duvar konuşuyor
Kimdir onlar diye sormayın bütün insanlar
Ben bilirim o cana kıyan sabahları
Gün doğmuş kuşlar cıvıldaşır dışarda
Bir ince duman tüter bacalardan
Şakır şakır güneşle yıkanır kelimeler
Haberin olmaz çiçek açmış yemyeşil dallardan
Nasıl unutabilirim işte karşımdasın
Dilimde hâlâ tadı var dudaklarının
Yaşamak ne kadar mümkünse o kadar güzel
Elbette özgür konuşmak kolay değil
İstemem artık gözyaşı korku ve keder
Yalnız aydınlık bir Afrika için konuşacağız
Bilmem sen de bunları düşünüyor musun
Yaşamak sade kederle kanla yuğrulmamış
Bir defa da alınterinin saadetin hakkını düşün
Düşün zafer türkülerini düşün barış adına atılan topları
Yağmur çiseler dar sokaklı şehirlerine
Nasıl beklemesin kırkbin köy dörtyüz kasaba
Yaklaşan büyük çimento çelik fabrikalarını
Her sabah haber sorarım gümüş kanatlı kuştan
Artık âşinam olmuş dağda ateş yakanlar
Sabır birikmiş gözlerimde yaş yerine
Biliyorum bir duman gibi tütüyor karşınızda
Karacaoğlan'ın yaktığı türkülerle beraber yürümek
İşte Galata rıhtımı en kalabalık saati köprünün
Farkında mısın Balıkpazarında bütün dükkânlar açık
Göğüs dolusu hasreti var Afrikanın şimdi
Bütün özgür yaşayan insanlara karşı