Zamanın kıyısız gemisinde yanlış fotoğraflarım yoktur
Yanmış fotoğraflarım yoktur zamanın pişman gemisinde
Akşamı tırmalayan huzursuzluk bin yıl arkamdan gelir
Kim gördü? Yalnız bir fotoğrafta yanmış tek hatıra yoktur
Hatırayı elleyen bir anne kadar yorgun ve uzaktayım
Bıyıkları kendinde bir sokak kedisiyle ansızın paylaştığım
Serüvenin ellerinde cam olan –sandığım ne varsa
Beklenen dağılmanın yüzde bir yağmur gibi kırıldığı andayım
Adımdan eksilen her yerde, kendimden kalan şeylerleyim
Kimbilir kimlerle? Yüzünü bir kez dahi görmediğim
Anı diri tutan ne varsa, acızamanda yaslandığım bir asa
Bir anlam kıyımında, yüzyıla eksilmeyen sözlerleyim
Zamanın kıyısız gemisinde kaptanım ve miçom yoktur
Bilinir, dönülecek yer yoktur zamanın pişman gemisinde
Bin yıl, arkama dönsem, daha bin yıl arkamdan gelir
Kim duydu? Saklıdan kayda geçtiğim tek hatıra yoktur