Ağıldaydınız sanki çocuklar,
Yaz geldi mi açılacak kapılar,
Dağlara, bayırlara, kıyılara
Köylere, pınarbaşlarına,
Bir avuç darı gibi dağılacaksınız!
Ama nerelerdesiniz kuzucuklarım,
Hangi yangın yerinde?
Ne oldu o tatlı dilli,
Güler yüzlü öğretmenler,
Onlar da mı dinlencede
Oh, oh, ne güzel!
Ama bu işportacı da kim?
Bu simit tablası da ne?
Nerden çıktı bu boya sandığı?
"Hani ya demli çaydan içen!"
"Taze simit, gevrek simit!.."
"Bayanlar, buyrun!
Sutyenler, don lastikleri,
Çengelli iğneler, yorgan iğneleri!"
"On halka yüz lira,
Şansınızı deneyin!"
"Taze ayran, soğuk gazoz!
Buyrun baylar,
Salonumuz da var yukarıda!
Buyrun öğretmenim!"