Adımı her andığında
içine yağmur doluyor
üşümediğini idda etsende
martılar terkederken akşamlarını
içine yalnızlık doluyor
soğuk kaldırım taşları gibi amansızca şahit oluyorsun hayata
içine yağmur doluyor
serçelerin son yuvası
kulaklarını terk ederken sesim
içine ayrılık doluyor
ne kadar seviyorsun uçmayı
her sabah gitmeyi sonra her sabah gelmeyi
içine yağmur doluyor
olsun bırak dolsun
bana kalan
dudak payı olsun