Ey Hayat
ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın
aslında yokum ben bu oyunda
ömrüm beni yok saysın
yaşam bir ıstaka
gelir vurur ömrümün çoşkusuna
hani tutulur dilin
konuşamazsın
tırmandıkça yücelir dağlar
sen mahlupsun sen ıssız
ve kalbinde kuşların gömütlüğü
tutunamazsın...
eloğlu sevdalardan dem tutar
aşk büyütür yıldızlardan
yasak senin düşlerin
dokunamazsın
birini sevmişsindir geçen yıllarda
açık gibi bir yara gibidir hala
hala çok özlersin onu
ağlayamazsın
yolunda köprüler çürür
sesin, sessizlik sanki bir uğultuda
savurur hayat kül eyler seni
doğrulamazsın!
yapayanlız bir ünlemsim
dünyayı ıslatan şu yağmurlarda
herşey çeker ve iter
anlatamazsın
yaşam bir ıstaka
gelir vurur işte ömrünün çoşkusuna
sesinde çığlıklar boğulur ama
bağramazsın...
sonra vakt erişir, toporak gülümser sana
upuzun bir ömrün ortasında
ne hayata ne ölüme
yakışamazsın!
yazdırmalısın mezar taşına:
ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın
aslında hiç olmadım ben bu oyunda
ömrüm beni yok saysın...